Yeşilçam’ın sert yüzü Ekrem Bora
54 yıllık sinema kariyeri boyunca 200’den fazla yapımda rol alan usta sanatçı Ekrem Bora’nın vefatının üzerinden 11 yıl geçti.
İSTANBUL (AA) – Asıl adı Ekrem Şerif Uçak olan usta oyuncu, Türkiye’nin ilk uçak asker pilotlarından onbaşı Mazhar Uçak ile Ayşe Nuriye Uçak’ın oğlu olarak, 7 Mart 1932’de Ankara’da dünyaya geldi.
Eğitimine Suadiye 38. İlkokulunda başlayan sanatçı, ortaokul yıllarında sinemaya ilgi duymaya başladı. Eğitimini yarıda bırakarak, Yıldız dergisinin 1953’te açtığı artist yarışmasına ailesinden gizli katılan sanatçı, yarışmada elde ettiği birinciliğin ardından “Bora” soyadını aldı.
Ailesinin sinemadan uzak durması için ciltçilik kursuna gönderdiği Bora, 3 yıl eğitim aldıktan sonra diplomalı mücellit oldu. Bora, bir röportajında, “Bu meslek bana bir hatıra olarak kaldı. Fakat sinema oyuncusu olmak o zamanlardan kafama yerleşmişti. Her zaman film seyreder, hiçbir filmi kaçırmazdım.” demişti.
İlk filmini 1955’te çekti
Erzincan ve Diyarbakır’da 2 yıl süren vatani görevini tamamlayan Ekrem Bora, askerden döndükten sonra, 1955’te ilk filmi “Alın Yazısı”nı çekti. Sanatçının bu dönem gerçekleştirdiği ilk evliliğinden, Sevil adını verdiği kızı dünyaya geldi.
Ekrem Bora, 1958’de “Mavi Boncuk”, “Bana Gönül Bağlama”, “Tilki Leman” ve “Bir Kadın Tuzağı” filmlerinde, 1959’da “Kanundan Kaçılmaz” ve “Üç Kızın Hikayesi”, 1960’ta “Yeşil Köşkün Lambası” ve “Divane”, 1961’de “Seni Benden Alamazlar”, “Camp Der Verdammten”, “Kahraman Üçler” ve “İnleyen Dağlar” filmlerinde oynadı.
1962 yapımı “Çifte Kumrular” ve “Beş Kardeştiler” adlı yapımlar ile Ayhan Işık ve Türkan Şoray’la başrolü paylaştığı “Acı Hayat” filmindeki performansıyla dikkatleri üzerine çeken sanatçı, bu filmlerin ardından Yeşilçam’da sert karakterlerin aranan yüzü oldu.
Unutulmaz sanatçı, 2010’da Türkan Şoray’ın sunduğu “Sinema Benim Aşkım” adlı programda sinema sevgisine değinerek, “Ben hep gençlere onu söylüyorum. ‘İşini seveceksin, işine aşık olacaksın, saygı duyacaksın.’ diyorum. Sinemanın bir terbiyesi vardır biliyorsunuz. Sabah erken, kaçta çağırırlarsa, yarım saat erken gideceksin ya da buna benzer birtakım sistemler. Biz bunu gördük, buna alıştık. Sinemanın terbiyesidir bu benim için.” ifadelerini kullanmıştı.
Ekrem Bora, 1963’te “Cehennemde Buluşalım”, “Acı Aşk”, “Aşka Susayanlar”, “Rüzgar Zehra” (Sünger Avcıları), “Akdeniz Şarkısı”, “Aşk Tomurcukları” ve “Ölüm Bizi Ayıramaz” filmlerinde rol aldı.
Aynı yıl Halit Refiğ’in yönetmenliğini üstlendiği “Şafak Bekçileri”nde bir jet pilotunu canlandıran Bora, bu filmle ilgili, “Filmde Göksel Arsoy’la birlikte iki pilot arkadaşı oynadık. Filmin büyük bir bölümü Eskişehir’de çekildi. İlginçtir, rol gereği benim uçağım da babamınki gibi Eskişehir yakınlarında düşüyordu. O sahneler çekilirken aklımda ve yüreğimde hep babam vardı.” sözleriyle duygularını ifade etmişti.
“En İyi Erkek Oyuncu Ödülü” aldı
Başarılı oyuncu, Gül Pamukçu ile 7 Mayıs 1966’da evlendi. İkilinin Yasemin ve Lale adını verdiği iki kızı dünyaya geldi.
Sinemada en yoğun yıllarını 1960’lı yıllarda yaşayan sanatçı, 1965’te 15, 1966’da 11, 1967’de 17, 1968’de 11, 1969’da ise 8 filmde rol aldı. Ekrem Bora 1966’da “Antalya Altın Portakal Film Festivali”de “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”ne değer görüldü.
Türk sinemasının 1970’li yıllarda yaşadığı çalkantılı dönemde daha az filmde rol alan sanatçı, besteci Fecri Ebcioğlu’ndan ders alarak gazinoda sahne aldığı yılları şu sözlerle aktarmıştı:
“Bizim sinemada kazandığımız bir para olmadı. Filmlerden aldığımız paralar ancak hayatımızı devam ettirmemizi sağladı, o kadar. Ancak sinema oyuncularına sahne yolu açılınca ben de çıktım, şarkı söyledim. Çok da iyi oldu. Beş yıllık bir dönemde hem keyif aldım hem de iyi paralar kazandım.”
“Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu” filmiyle ödül aldı
Ekrem Bora, 1990’da rol aldığı “Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu” filmiyle “28. Antalya Film Şenliği”nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü aldı.
İKSV tarafından 2008’de “Yaşam Boyu Onur Ödülü”ne değer görülen sanatçı, 2009’da son filmi “Makber”de oynadı.
Usta sanatçı, 1990’lardan yaşamının son yıllarına kadar “Gümüş”, “Marziye”, “Yeşilçam Denizi”, “Kumsaldaki İzler, “Yadigar” ve “Kardelen”in de aralarında olduğu birçok dizide de rol aldı.
Sinemaya adım attığı günden itibaren, 54 yıllık kariyerinde 200’den fazla yapımda oynayan sanatçı, verdiği bir röportajda, “Her zaman halk adına film yaptığımız için halka yakın olduk. Yakın olduğumuz için de halk bizi çok tuttu. Ben bu gizemdeydim bugüne kadar. Nereye gitsem, kötü olduğum zaman da iyi olduğum zaman da sevildim. Yani benim seyircim, beni küstürecek bir şey yapmadı. Hep güzelliklerle karşılaşmışımdır. Çünkü ben halkın içinden geldim, halkla beraber oldum.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Türk sinemasının en güçlü karakterleri arasında yer alan Ekrem Bora, 1 Nisan 2012’de 78 yaşındayken hayatını kaybetti ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Muhabir: Hilal Uştuk
www.eskisehirmanset.com