Eskişehir’de satın aldığı balıkların bozuk çıkması üzerine iade etmek isteyen Hamza Çetinkaya, balıkçılar tarafından darp edildi. Parmağında his kaybı oluşan Çetinkaya, “Ellerinde bıçaklar var, sopayla vurdu ve balıkla bana vurdu” dedi.
Eskişehir’de bir fabrikada işçi olarak çalışan, 41 yaşında, evli ve üç çocuk babası Hamza Çetinkaya, iş çıkışında Yenidoğan Mahallesi’nde kurulan semt pazarına gitti. Burada alışveriş yapan Çetinkaya, 300 TL’ye çupra aldı.
Aldığı balıkları evine götüren Çetinkaya, eşinin uyarması üzerine balıkların bozuk olduğunu fark etti. Balıkları kontrol eden ve koktuğunu söyleyen Çetinkaya, pazara geri dönerek balıkları iade etmek istedi. Ancak iddiasına göre, balıkçı esnafı tarafından rencide edilip parası geri verilmedi. Sitem ederek balıkları tezgâha bırakan Çetinkaya, başka bir balıkçıya yöneldi.
Bu sırada arkasından koşan balıkçılar, Çetinkaya’nın bıraktığı çupra ile kendisine vurmaya başladı. Aldığı darbelerle şaşıran Hamza Çetinkaya, iddiasına göre balıkçılar tarafından darp edildi. Darp sırasında yüzük parmağı kırılan ve vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar oluşan Çetinkaya, olay yerinden ayrılarak hastaneye gitti.
Burada darp raporu alan Çetinkaya, şu anda parmağını tam olarak kullanamadığını ve his kaybı yaşadığını söyledi. Balıkla darp edilen adam, sürecin peşini bırakmayacağını ve dava açtığını belirtti.
Olayı anlatan Hamza Çetinkaya, şunları söyledi:
“İş çıkışında Salı günü kurulan semt pazarına uğrayıp eve gidecektim. Balıkçıya ‘Bana iki adet çupra temizler misin?’ dedim, temizledi. Eve gidince poşeti açtık, balıkta acayip bir koku vardı. Eşim de aynı şeyi söyledi: ‘Bu bizi zehirleyebilir, balık kokuyor’ dedi.
Maddi durumum dar olduğu için tekrar almak istemedim. O çupraya 300 lira verdim. Geri götürüp iade etmek istedim. Balıkçıya ‘Sizin balığınız kokuyor’ dedim. Balığı burnuma dayayıp ‘Bunun neresi kokuyor?’ dedi. ‘Ben müşteriyim, bana bu şekilde davranamazsın’ dedim. Sonra etrafımı sardılar.
‘Bu balık kokuyor, çocuğum yese zehirlenecek’ dedim. O da ‘Ya alacaksın ya tezgâha koyacaksın’ dedi. Ben de ‘İyi, tezgâha koy, bir garip gelirse alsın yesin’ dedim. Balıkları bıraktım.”
Balıkla darp edildiği anları anlatan Çetinkaya sözlerine şöyle devam etti:
“İleride başka bir balıkçı vardı, oradan almak istedim. Çünkü olay çıkacaktı. İki tezgâh arası 150-200 metreydi. Diğer balıkçının önünde balık alacakken, tartıştığım esnaf kalabalık şekilde geldi. Omzumdan tuttu, geri çekti. Sonra balığı yüzüme çarptı. Yumruk atmaya kalktı.
Kalabalıklardı ve ellerinde bıçaklar vardı. Sopayla vurdu, balıkla vurdu. Balığı suratıma, burnuma vurdu. Darp raporu aldım, elimde parçalı kırıklar var. Hâlâ iyileşmedi, parmağım çolak kaldı. İşimi etkiliyor, hafif dokunmayla bile ağrı yapıyor.”
Süreci mahkemeye taşıdığını belirten Çetinkaya, “Avukatım ilgileniyor. Zaten vurduğunu da bir yerde kabul etmiş. Ama onlar ‘Bize gelir gelmez küfür etti’ demişler. O kalabalığın içinde kimse gidip öyle bir şey yapmaz. Balıkçının amcasının oğlu benim asker arkadaşım. 2-3 kere geldi, ‘Hatırın varsa şikâyeti çek’ dedi. Ben de ‘Kardeşim, parmağım çolak kaldı, bunun hesabını kim verecek? Ben bu ellerimle ailemi geçindiriyorum’ dedim” ifadelerini kullandı.