Ankara’da 45 bilim insanın katıldığı ‘Genetik Festivali’ düzenlendi; heyet, ilk önce Anıtkabir’i ziyaret etti
Ankara’da Türk bilim insanlarının yanı sıra 10 ülkeden 45 bilim insanın katıldığı ‘Genetik Festivali’ düzenlendi. Festivale katılan bilim insanlarından oluşan heyet ilk olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir’i ziyaret etti.
Ankara’da, özel bir Genetik Nadir Hastalıklar Tanı ve Araştırma Merkezi’nin ev sahipliğinde ’Genetik Festivali’ düzenlendi. Festivale; Türk bilim insanlarının yanı sıra Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Mısır, Pakistan, Makedonya, Gürcistan, Irak, İran, Ürdün ve Umman gibi ülkelerden gelen bilim insanları da katıldı. Festivale katılan Bilim insanlarından oluşan heyet ilk olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir’i ziyaret etti. 2 günlük program kapsamında, 10 farklı ülkeden 45 bilim insanı, sempozyum ve eğitim programlarında bilgi ve tecrübelerini aktardı.
‘NADİR HASTALIKLARLA MÜCADELEDE TÜRKİYE ÇOK İLERİ BİR DURUMDA’
Festivale katılan bilim insanlarından olan Tıbbi Genetik Uzmanı Prof. Dr. Serdar Ceylaner, Türkiye’nin nadir hastalıklarla ilgili kapsamlı çalışmalar gerçekleştiren en önemli ülkelerden biri konumunda olduğunu bildirerek, “Çok sayıda ülkeyle ortak çalışmalar yapıyoruz. Çünkü nadir hastalıklar ve genetik alanında Türkiye artık çok ileri bir durumda ve biz bir çok ülkeyle ortak çalışmalar yapıyoruz. Onların hastalığının tanısını koymak için teknik hizmetler veriyoruz. Ortak programlar düzenliyoruz. Bu da onlardan bir tanesi. Şu anda burada 12 ülkeden hocalarımız var. Nadir hastalık sorunlarını çözmek için ortak çalışmalar yapıyoruz. Çünkü bu nadir hastalıklarda bazen dünyada sadece 1 hasta olabiliyor. O yüzden bu çalışmalarımız hem bilimsellik yönünden çok kıymetli hem de o hastanın sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürebilmesi açısından çok önemli” dedi.
‘BİR SONRAKİ AŞAMA GENÇLERİMİZİ İLAÇ ÜRETİMİNE YÖNLENDİRMEK OLMALI’
Prof. Dr. Ceylaner, Türkiye’nin genetik hastalıklar üzerine bir çok çalışma yaptığını ve çalışmalarını da her geçen gün geliştirdiğini belirterek, “Türkiye şu anda Dünyadaki genetik hastalıklar merkezlerinden bir tanesi. Dünyanın bir çok merkezinde yapılan çalışmalardan çok daha üst düzeyde çalışmalar şu anda Türkiye’de yapılıyor. Bizim burada tanısal uygulama anlamında çok iyi bir alt yapımız var ülkece. Ve aynı zamanda biz sadece genetik nadir hastalıklara tanı koymuyoruz. Ülkemizde bunları birçok alanda çok etkili tedavi eden birçok meslektaşımız da var. Ben yurt dışında da bir hasta baktığımda, bana Amerika’da, İngiltere’de bir hasta danışılsa ben onları buraya getiriyorum. Gerçekten ülkemizde uzmanlık alanlarımız çok etkili çalışıyor ve başarılı işler yürütülüyor. Ülkece gelecek zamanda bu alanda mutlaka ilerleriz. Aslında insan gücümüz var. Fakat bir miktar daha yatırım yapmamız lazım. Çünkü şurada bu gerçeği bizim anlamamız lazım. Nadir hastalıklı insanların sayısı çok fazla. Her 10 kişiden birisi. Ve bu durumda bazen kişiye özel ilaç üretmemiz gerekiyor. Hastalıkların ilaçları çok pahalı. Bizim dünyadaki komitelerde görevlendirilmemizin nedeni Türk hekimlerinin bu konudaki deneyimi. Bu alandaki hizmetleri biz yaygınlaştırmazsak ülkemiz bu işlere çok para ödeyecek . Yoksa hazır ilaç satın alarak ilerleyemeyiz. Bundan sonraki aşama gençlerimizi ilaç üretim ve araştırma aşamasına yönlendirmek olmalı” diye konuştu.
www.eskisehirmanset.com/dha