Güçlü Millet, Güçlü Devlet: Tarihi Hamleye Tarihi Duruş Şart
Türkiye, son yüzyılın en stratejik ve en sessiz devrimlerinden birine imza atıyor. PKK’nın silah bırakma süreci; sadece bir terör örgütünün etkisiz hale getirilmesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin iç cepheyi tahkim ederek bölgesel güçten küresel güç olma yolunda attığı dev bir adımdır.
Bu gelişme; İsrail’in yayılmacı savaş politikalarına, Suriye ve Irak’ta sürekli diri tutulan vekalet savaşlarına, emperyalist kuşatma projelerine karşı yapılmış en güçlü jeopolitik ve jeostratejik karşı hamledir. Çünkü iç cepheyi sağlamlaştıran bir Türkiye, artık gözünü dünyaya dikmiş demektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde, savunma sanayisiyle donanmış Türkiye, artık sadece kendi sınırlarını değil; kardeş coğrafyaları da gözeten bir devlettir. “Artık kim bize ve kardeşlerimize tehdit olursa, savaş dahil tüm argümanları sahaya süreriz” anlayışı; sadece bir güvenlik stratejisi değil, aynı zamanda bir devlet aklı vizyonudur.
Ve bu süreçte unutulmaması gereken bir başka gerçek: Büyük Devlet Adamı Sayın Devlet Bahçeli’nin yüksek feraseti, milli duruşu ve devlet aklıyla bu sürecin mimarlarından biri olmasıdır. Bugün geldiğimiz bu nokta; yılların birikimi, sabrı, dik duruşu ve stratejik aklın eseridir.
Ancak bu tarihi kazanımı baltalamak isteyenler yok mu?
Elbette var.
Provokasyonlar kapıda bekliyor.
• Terörü bitiren bu süreç, içerideki bazı iş birlikçileri rahatsız edecektir.
• “Barış” ve “kardeşlik” adına provokasyon üretmeye çalışan aktörler devreye girebilir.
• Sosyal medya üzerinden “sözde barışçılar” eliyle halkı kutuplaştırmak, etnik kimlikler üzerinden yeni cepheler açmak isteyeceklerdir.
• Bölge ülkelerindeki bazı istihbarat örgütleri, bu süreci sabote etmek için harekete geçecektir.
Ve buraya özellikle dikkat edilmelidir:
📌 Sosyal medyada “Kürt düşmanlığı” yapan sözde Kemalist hesaplar, süreci baltalamak ve kardeşlik bağlarını zayıflatmak için sistematik bir şekilde nefret pompalamaktadır.
📌 Bu kesimlerin bir kısmı, siyasi partilerde ve kamuoyunda söz sahibi konumda yer almakta, milli birlik sürecini sabote edecek mesajlar vermektedir.
📌 Bu söylemler, farkında olarak ya da olmayarak terörle mücadele ile Kürt kardeşliğini aynı kefeye koyan kirli bir dili yaygınlaştırmaktadır. Bu dilin hedefi, kardeşlik değil ayrıştırmadır.
Bu provokatif odaklara karşı dikkatli olunmalıdır.
Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Çerkes’iyle bu millet birdir, beraberdir.
Bizim ortak adımız Türkiye Cumhuriyeti, ortak kimliğimiz Müslüman Türk Milletidir.
Bugün her zamankinden daha çok birlik olma zamanı.
Bugün “güçlü millet, güçlü devlet” şuurunu en üst seviyede tutma zamanı.
Bugün Türk milletinin kaderini yeniden yazdığı, tarihin kırıldığı günlerden geçiyoruz.
Yarın geç kalmamak için, bugün safımız net, duruşumuz sarsılmaz olmalıdır.
Kardeşlik halkasını büyütmeli, devlet aklıyla hareket etmeli ve her türlü iç ve dış provokasyona karşı dimdik durmalıyız.
Bu tarihi süreci ciddiyetle, vakar içinde, devlet-millet kenetlenmesiyle yaşamak bizim en temel hakkımızdır. Ve bu hakkı kimse elimizden alamaz