Kurtulmuş, Rusya dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Rusya’ya yaptığı ziyaretin dönüşünde uçakta basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kurtulmuş, Türkiye’nin izlediği politikanın ilkeli ve çok taraflı olduğuna vurgu yaparak, “Rusya-Ukrayna krizinin çözülmesinde Türkiye çok yoğun bir gayret sarf etti. Belli bir noktaya da gelinmişti zaten” dedi.

Yayınlama: 27.09.2024
A+
A-

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Rusya temaslarını tamamladı. Kurtulmuş, dönüşte uçakta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, “Rusya-Ukrayna krizinin çözülmesinde Türkiye çok yoğun bir gayret sarf etti. Belli bir noktaya da gelinmişti zaten. Sayın Putin ile görüşmemizde ben Dolmabahçe Mutabakatı’nı dile getirdim. Ama Dolmabahçe görüşmelerinde maalesef Ukrayna’yı masadan kaldırdılar. Rusya da bu gelişme neticesinde ‘Biz zaten anlaşmayı kabul etmiştik, dolayısıyla anlaşmayı biz bozmadık. Karşı taraf bozdu’ demişti. İlkeli, çok taraflı bir tutum izlenmiş olması, sorunlara takılmak yerine onları çözme iradesiyle davranılması, Türkiye’ye olağanüstü yüksek bir güvenilirlik kazandırdı. Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında da böyle çok yüksek bir güven duygusu oluşmuş. Rusya’da, beklediğimizin üstünde bir teveccühün olmasının temel nedenlerinden birisi de Türkiye’nin izlediği bu ilkeli ve etkili tutumdur” dedi.

‘İLİŞKİLERİMİZ BİRBİRİNİN ALTERNATİFİ DEĞİL’

TBMM Başkanı Kurtulmuş, BRICS’in bir ekonomik iş birliği teşkilatı, NATO’nun ise bir savunma teşkilatı olduğunun altını çizerek, “BRICS ağırlıklı olarak ekonomik iş birliği teşkilatı, NATO bir savunma iş birliği teşkilatı. Türkiye NATO üyesi ama aynı zamanda Rusya’yla da iş birliği içerisinde. Türkiye hiçbir zaman bu ilişkileri birbirinin alternatifi olarak görmedi. Böyle düşünmediğimizi, kategorik olarak böyle bir anlayışa karşı olduğumuzu başından itibaren söyledik. Bu Türkiye’nin dış politikada elini rahatlatacak bir yaklaşımdır. Açıkçası BRICS’in güçlenmesinin ve bir denge oluşturmasının dünya barışının korunmasında etkili olacağı kanaatindeyim” diye konuştu.

YENİ BİR SİSTEM

TBMM Başkanı Kurtulmuş, dünya sisteminde bazı köklü değişiklikler yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Hiç kimse sahip olduğu ayrıcalıkları ya da avantajlı olduğu konumları değiştirmek istemez. Tabii, dünya sisteminde bu tür köklü değişiklikleri talep eden fikirlerin bir olgunlaşma sürecinin olacağı da aşikardır. Türkiye olarak bunları, Sayın Cumhurbaşkanımızın BM’de ilk kez dile getirmesinden önce de söylüyorduk. O zamanlar belki insanlar ne demek istediğimizi tam olarak anlamıyordu. Şimdi bu sıkıntıları bizzat pratikte yaşıyorlar. Artık bu tezin destekleyicisinin çok daha fazla olacağı bir döneme giriyoruz. Yeni sistem iki temel eksen üzerinde kurulmalıdır. İnsanların yaratılışta eşitliği ve devletlerin egemenlikte eşitliği” dedi.

‘İSRAİL, KURAL TEMELLİ ULUSLARARASI SİSTEMİ YIKTI’

Kurtrulmuş, İsrail’in kural temelli uluslararası sistemi yıktığını, ABD ve Batı’nın da buna seyirci kaldığını belirterek, “İsrail; kural temelli uluslararası sistemi yıkmıştır. Amerika ve Batı da bu sistemin yıkılmasına seyirci kalmıştır. Hatta bazı ülkeler neredeyse alkışladılar bu süreci. Ama her politik gelişme ve olayda olduğu gibi bunun da bir bedeli var siyasetçiler için. Batı dünyasında, benim insanlık cephesi adını verdiğim ve başlangıçta kimsenin hesap edemediği muazzam bir sivil direniş ortaya çıktı. Amerika’da, Fransa’da, Almanya’da, İspanya’da, İrlanda’da, dünyanın birçok başkentinde ve hatta İsrail’in içinde de makul, vicdan sahibi, akıl sahibi insanlar sokaklara indi. Bu protestoların varlığı, ikiyüzlü davranan siyasetçileri, hükümetleri her koşul ve şartta İsrail’i desteklemekten vazgeçirecektir. 7 Ekim’den bu yana birçok uluslararası toplantıya katıldım. Şunu çok açık söyleyebilirim. En başta, batılı devletlerin temsilcileriyle Filistin-Gazze meselesini konuşamıyorduk bile” dedi.

‘İSRAİL’İN EN BÜYÜK GÜCÜ, BÖLGE ÜLKELERİNİN PARÇALANMIŞLIĞI’

Kurtulmuş, İsrail’in en büyük gücünün bölge ülkelerindeki parçalanmışlık olduğuna dikkat çekerek, “İsrail’in en büyük gücü ne Amerika’dır ne askeri teknolojisidir ne uluslararası medyadaki hakimiyetidir ne uluslararası finans çevrelerindeki ne de uluslararası akademideki hakimiyetidir. Bunlar İsrail’e bir güç veriyor ama İsrail’in en büyük gücü, bölge ülkelerinin, İslam ülkelerinin dağılmışlığı, parçalanmışlığı ve çaresizliğidir. Dünya halkları tepkilerini gösterirken, Türkiye olarak bizlerin de bölge ülkelerini, Orta Doğu ülkelerini aralarındaki siyasi farklılıkları bir tarafa bırakıp birlikte hareket edebilecekleri bir noktaya getirmemiz şart. Çok acıdır; Suriye’deki iç savaş başladığında insanlar Lübnan’a kaçtılar, şimdi ise Lübnan’dan Suriye’ye kaçıyorlar” dedi.

www.eskisehirmanset.com/dha

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.